modastiltarzyaşamrenksokak

Friday 30 July 2010

PALOMA FAITH'IN TARZINA YAKINDAN BAKIŞ

son zamanlarda ingiltere'de müzik dünyasını hareketlendiren bir kadın var; paloma faith! kendisi 25 yaşında bir ingiliz. müziği güzel, sesi güzel ama bence tarzı ve kıyafetleri de bir o kadar güzel. paloma hem vintage giyiniyor hem de çok renkli giymeyi seviyor. ayrıca bu farklılığını sadece sahnede değil günlük yaşamında da devam ettiriyor. bir de makyajına da dikkat edin. gözlerinin yanına koyduğu küçük noktalar ve simler çok güzel.

eğer bir performansını seyretmek isterseniz onu da ekliyorum. bu klipteki herşey çok şeker :)

Paloma Faith - Live At Standon Calling Festival from rich on Vimeo.

HANGİ MALZEMEDEN NE ÇIKACAĞI HİÇ BELLİ OLMAZ!!

artık günümüzde herşeyi geri dönüşüm ile hayata kazandırmak şart oldu! sizce bu bilezikler neyin geri dönüşümü? cevap veriyorum; örme şişlerinin!! harika fikir değil mi?? etsy'deki bu dükkanda eskilerden gelen örme şişlerini bileziğe çevirmişler bence çok  da iyi yuapmışlar :)

GECE İÇİN GELİNLİK ALTERNATİFİ

bu fotoğrafa bayıldım! özellikle yakında gelin olacaklara sesleniyorum. gece için gelinliğe alternatif bir iç çamaşırı giymek istiyorsanız bence bu tarz bir kombinasyon harika olur! hatta bunu renklendirmekte mümkün, rengarenk tüller kumaşçılarda satılıyor. tülün üzerine küçük çiçek ya da kelebekler dikerek daha neşeli bir gece kombinasyonu yapılabilir. çamaşırın rengi de tüle göre ayarlanabilir :) haydi haydi deneyin!!

Thursday 29 July 2010

YOLCULUK ZAMANI

tam yollara düşme zamanı, güneş tepede parlarken ve deniz suyu kendine gelmişken fırsat bulduğumuz her boşluğu ruhumuza iyi gelecek bir yere doğru yolculuğa çıkarak değerlendirmeliyiz. bu fotoğrafları kendi yolculuk moduma çok uygun buldum ama buna ek olarak modelin kaşlarının kalınlığına ve dudaklardaki vurguya dikkatinizi çekmek isterim. model laura schuller, fotoğraflar marc laroche. (frg aracılığı ile)

KEÇE TERLİK NASIL YAPILIR??

keçe terlik??? ama yazlık???? biraz sıcak olmaz mı?? sıcak olurmu bilemiyorum ama bu keçe terlik fikrine bayıldım. giymesem bile dekor amaçlı evimin girişinde bir kaç çift keçe terlik olmasına hayır diyemem. eğer siz de bu fikri beğendiyseniz bakın hangi malzemelere ihtiyacınız var;

  • 2 adet 30x30 5mm'lik doğal yünden keçe parçası
  • 2 tane büyük yeşil keçeden düğme
  • çizim için tebeşir ya da sabun 
  • keçelerin rengine uygun %100 pamuklu iplik 
  • ekteki linkte bulunan terlik patronu. bu linkten patronu bastırıp birbirine tutturup kesin
daha detaylı ilüstrasyonlar ve terliklerin yaratıcısı için şu linke gitmeniz gerekiyor. keçe nereden bulacağız derseniz artık büyük kırtasiyelerde rengarenk keçeler satılıyor. onlar terlik için ince gelebilir ama iki keçe birbirine dikilerek kalınlaştırabilirsiniz. ayrıca yeşil düğme yerinde kendi tasarladığınız başka şekiller ile de terlikleri süsleyebilirsiniz.

RUJJJJJJ TAVSİYESİ

şimdi size vakit çok geç olmadan gidip almanız için bir ruj tavsiyesinde bulunuyorum MAC'in yeni koleksiyonunundan "go for it"!! yoğun olmayan çok hafif ve oldukça iddialı bir renk ama yanık tende çok güzel duruyor. hemen bir mac mağazasına gidip kendiniz deneyin, sonra pişman olmayın!

Wednesday 28 July 2010

MODELİN KENDİSİNİN!!

mutlaka ama mutlaka, eğer yolunuz londra'ya düşer ise, "model's own" markasına bakmalısınız. öncelikle nefis oje renkleri var. yeşilin, mavinin, morun, kırmızının, grinin her tonu!! renkler o kadar güzel ki basit durmuyor, aksine farklılığını belli ediyor. ben en çok ojeleri beğendim ama fosforlu göz kalemlerinden almayı da ihmal etmedim. özellikle yazın gideceğiniz konserler, partiler vs için fosforlu göz kalemleri en güzel makyaj formülü! tabii ki model's own sadece oje ve kalem değil, tüm makyaj ürünleri var. sitelerini ziyaret edin ve isterseniz online sipariş verin, ama türkiye adresine göndermiyorlar oradaki bir arkadaşınızın adresini vererek ürünlere sahip olabilirsiniz. eğer londra'ya gidiyorsanız,o zaman bond street metro durağınının oradaki boots mağazasında model's own ile buluşabilirsiniz. detaylı inceleme için buraya tık tık.

KATE MOSS'UN EVİNİ KÖTÜ RUHLAR KAPLAMIŞ

dün british vogue'de çıkan bir habere göre kate moss'un evini kötü ruhlar sarmış!! bunlardan kurtulmak için kate şaman bir rahip bulmuş ve evinde temizlik yapması için anlaşmış. kate moss'un sevgilisi jamie hince bu tür işler ile haşır neşir olan birisi ve onun sezgilerine göre evde kötü enerji varmış. aslında galiba bütün bu kötü enerji olayı, çiftin evinin geçtiğimiz mayıs ayında soyulması ve sonrasında da su basması sebebi ile ortaya çıkmış. bakalım bu seremoni sonrasında eve iyi ruhlar taşınacak mı?

BİR TAVSİYE : BIRKENSTOCK

bugün biraz tavsiye durumları oldu ama tatildeyken yaptığım ve memnun kaldığım alışverişler ile ilgili olarak sizleri de bilgilendirmek istiyorum. bir iki yıldır birkenstock'un mayari modelinde aklım kalıyordu. londra'daki mağazasında ucuzluğu görünce 44 sterlin'e bir tane aldım ve çok çok çok memnun kaldım. klasik birkenstock modellerinden çok daha rahat haberiniz olsun. istanbul'a döner dönmez buradaki fiyatına baktım ve ne gördüm?? 179.00 TL!!! anlıyacağınız burada çok pahalı, eğer siz de bir tane edinmek isterseniz yine yurtdışına başvurun!

Tuesday 27 July 2010

LATITUDE FESTIVALİNDEN GÖRÜNTÜLER (2)

bugün de latitude görüntülerine yer veriyorum. aslında o kadar çok fotoğraflanacak şey var ki, ama maalesef insanların gözünün içine baka baka fotoğraflarını çekemiyorsunuz, dolayısıyla bu çektiğim fotoğraflar hep gizli gizli çekildi. dün de bahsettiğim gibi ve sizlerin de bu fotoğraflarda görebileceğiniz, gibi plastik çizmeler her yaştaki insanın kullanımında. festival alanında oldukça çok sayıda çocuklu aile de olduğu için bir çok çocuk fotoğrafları da çektim. gördüğüm kadarı ile çocuklar 5-6 yaşlarından itibaren farklı ve "cool" giyinmeye başlıyorlar. ayrıca o yaşlardna itibaren dünyanın en tanınmış gruplarını dinlemeye başladıklarını düşünürseniz "cool" olmamaları için bir neden yok!!

bir festivalin müzik dışındaki en güzel yanı deşarj olma bance, herkes istediğini giyip, istediğini sürüp, istediğini takıp dolaşıyor ve nerede müzik bulursa orada çılgınca dans ediyor. maalesef bizim buralardaki hiçbir etkinlikte bu şekilde bir rahatlama göremiyorum. festival benzeri bir etkinliğe gittiğinizde içinden geldiği gibi giyinmiş gelmiş ve taşkınlığa varmadan istediği gibi hareket eden az sayıda insana denk geliyorsunuz. herkes birbirini süzmekle uğraşıyor. bu sebeple acilen tavsiyem yurtdışında bir festivvale gidin ve kurtlarınızı dökün. dün de belirttiğim gibi eğer festivallerde hayatta kalma ile ilgili bir şeyler okumak isterseniz parasol'e doğru sağdan düz gidiniz.

Monday 26 July 2010

LATITUDE FESTIVALİNDEN GÖRÜNTÜLER İLE BAŞLIYORUM!! (1)

sevgili okurlar, belki bildiğiniz belki de bilmediğiniz üzere ben iki haftadır tatildeydim. tatilimin bir bölümünü londra ve suffolk'da düzenlenen latittude festivalinde geçirdim. şahsen ben ilk kez yurtdışında kamplı bir müzik festivaline katıldım. 3 gece boyunca arkadaşım ile kiralamış olduğumuz küçük hobit evlerinde kalıp işte burada fotoğraflarını gördüğünüz festivalin tadını çıkardık. bugün fotoğrafların bir kısmını yarında geri kalanını yayınlayacağım. size tavsiyem eğer kamp yapmanın zor koşullarını yerine getirebiliyor iseniz muhakkak yurtdışında bir müzik festivaline katılın. hele ki eğer bunu bir de büyük biritanya'da gerçekleştirirseniz gözünüz gönlünüz bayağı bir açılır!

kısaca bahsetmem gerekir ise festival modası diyebileceğim 4 şey oldu; wellies (plastik botlar), saçlar için çiçekli taşlar ve yüze sürmek için fosforlu boyalar, koca koca baloncuklar çıkaran oyuncuklar. bu 4 şey festivalde en çok gördüğüm ortak özelliklerde. gerisi ise tamamen katılımcıların hayal gücüne kalmış. herkes istediğini giyiyor. itiraf etmeliyim ki ben wellies'i tamamen kate moss modası olduğu için herkes giyiyor sanırdım ama bizzat yaşayınca aslında çok çok önemli bir ihtiyaç olduğunu gördüm, çünkü festival alanı toz toprak bazen çamur içinde ve ayaklarınızı en iyi korumanın yolu da plastik bot giymekte yatıyor. binbir çeşit plastik bot gördüm ama en çok yeşil hunter'lar moda idi!! bunun dışında her yaşta insan deşarj olmak, kendini rutin yaşamının dışına atabilmek ve karnaval havasını yaşatmak için canı ne isterse onu giyiyor, takıyor, boyuyor. orayı gördükten sonra burada "festival" adı altında yapılan müzik etkinliklerinin ne kadar sıradan olduğunu anlamış bulunmaktayım. yarın fotoğraflara devam edeceğim. eğer yurtdışı festivali için hayatta kalma rehberi ve latitude'daki müzik tecrübemi okumak isterseniz lütfen parasol adresine gidiniz.

herkese iyi haftalar. umarım beni takip etmekten vaz geçememişsinizdir :)
Related Posts Widget for Blogs by LinkWithin